NUSRET ÇOBAN


İş Sağlığı ve Güvenliği

Yazıma başlamadan önce, Elazığ merkeze bağlı Kayönü köyü hudutları dahilinde, özel sektöre ait krom maden ocağında meydana gelen kaza sonucu ölen madenci kardeşlerime Allah’tan rahmet, acılı ailelerine baş sağlığı diliyorum. Tüm madencilerin başı sağolsun.


İş sağlığı ve güvenliği kurallarının amacı; sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamını sağlamak, çalışanları çalışma ortamından kaynaklanan sağlık ve güvenlik risklerine karşı korumak ve verimliliği arttırarak üretimin devamlılığını sağlamaktır. Bu tanım ışığında maden ocaklarımızda ve diğer iş alanlarında artan kazalar bize gerekli tedbirlerin yeterince alınmadığını göstermektedir. Bu konuda görevli kurum ve kuruluşların, bu konuda sorumlu olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği denetmenlerinin, çalışanların ve işverenlerin kendilerini yeniden gözden geçirmeleri gerekir.

13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa İlinin Soma ilçesindeki kömür ocağında çıkan yangın nedeniyle 301 madenci kardeşimizin ölümüyle sonuçlanan kazanın acısı dinmeden, 27 Ekim 2019 tarihinde Karaman’ın Ermenek ilçesinde kömür ocağında yaşanan su baskını sonucu 18 madenci kardeşimiz hayatını kaybetmişti. Şahısları suçlamak bu canları geri getirmez ancak nedenleri ve kazaya dair detayları bilmek diğer canların bu şekilde yok olmasına engel olacaktır. Her iki kazada da maden firmalarının, resmi kurumların, maden dernek ve vakıflarının, devlet erkanının, makina ve ekipmanı olan şirketlerin madencilerimizi kurtarmak için kaza mahalinde olduğunu biliyoruz. Ancak ne yazık ki tüm bu çabalara rağmen bu canları kurtarmayı başaramadık.

KOCAMAN BİR NEDEN?

                Acaba bu kazalardan gereken ders alındı mı? Eğer halen kazalar devam ediyorsa, kazaların nedenleri bulunamamıştır. Vakalar tüm teknik detaylarıyla analiz edilmediği sürece yeni maden facialarının devam etmesi kaçınılmazdır. Soma’da kömürün yanması sonucunda karbonmonoksit ve karbondioksit gazlarının çıkması ve bu gaz çıkışlarının zamanında fark edilmemesi nedeniyle gerekli acil durum uyarıları zamanında yapılamamıştır. Gelişmiş ülkelerde sahip oldukları yüksek teknolojinin yanısıra kömür ocaklarında uyarıcı olarak kafes içerisinde fareler ve kanaryalar kullanılmaktadır. Nitekim bu hayvanların bu gazlara karşı yaşamları çok kısadır. Hayvanlardaki rahatsızlığı fark eden çalışanlar hemen maden ocağını terk ederler ve  gerekli tedbirleri alırlar. Madenlerde bazı olaylar olduktan sonra durdurmak ve kurtarma operasyonları yapmak çok zorlaşır. Bu nedenle görünür bir risk olmasa dahi maden ocağına girecek tüm çalışanların gerekli donanıma sahip olduğundan emin olunması gerekir.

                 İş güvenliği konusunda her branşın kendi uzmanlarının yetiştirilmesi çok daha doğru olacaktır. Örneğin genelgeçer bir iş güvenliği ve acil durum bilgisi, kendine has bir işleyişi olan yeraltı madenciliği söz konusu olduğunda yetersiz kalacaktır. Bu nedenle maden ocaklarında çalışan mühendislerin bu eğitimleri almaları ve güvenliği sağlamaları daha mantıklı olur. Örneğin, Ermenek’teki su baskınında, teknik sorumlular tarafından terk edilen ocağın imalat haritaları alınıp yerinde incelemeler yapılsaydı ocakta biriken suyun farkına varılabilirdi ve gerekli önlemler alınabilirdi.

                Yeni acıların yaşanmaması için, maden işletmeleri insan emeğinin yerini alabilen güncel teknolojileri kullanmaları için teşvik edilmelidir. Özellikle yer altında çalışmanın zorunlu olduğu ocaklarda tüm çalışanlara günlük, haftalık ve aylık uyarılar yapılmalı, görünür noktalara uyarı levhaları konmalıdır. Her ocağın girişine çalışanların aile resimleri koyulabilir, “Baba seni seviyoruz, dönüşünü bekliyoruz!” yazılı panolar hazırlanarak çalışanların ocakta daha dikkatli ve emniyetli davranmaları sağlanabilir. Bu duygusal panoları hafife almamak gerekir, teknik olarak uyarıcı levhalara kıyasla bu tür levhaların daha etkili olduğunu yapılan anketlerden anlıyoruz. Çalışanlar kendi aralarında  zorunlu iş güvenliği kurallarına uymayan arkadaşlarını kırılma pahasına uyarmalı ve gerekli hallerde sorumlu kişilere ihbar etmelidir. Bu tutum, tüm çalışanların faydasını gözeten profesyonel yaklaşımın gereğidir.

                Maden sahalarımızda, işçilerden yöneticilere kadar işleyişin her kademesinde eksiksiz bir iş sağlığı ve güvenliği bilgisine ihtiyaç vardır. Dünya maden sektöründeki teknolojik yenilikler ve güvenlik altyapıları araştırmalı ve bu yenilikler ülkemiz maden üretim sahalarına taşınmalıdır. Özellikle elektrik hatlarının devredışı kaldığı ve hava sirkülasyonunun kesildiği kriz anlarında dahi yer altında çalışan madencilerimize ulaşmamızı sağlayacak alternatif iletişim ve havalandırma sistemlerinin tasarlanması, olası can kayıplarının önüne geçecektir.